Londra oldukça düz ayak ve yürüdükçe yorulmadığınız, keyif aldığınız bir şehir. Gözlemlediğim kadarı ile London halkının ulaşım için bisikleti tercih etmesi, gün içinde veya spor amaçlı yürümesi, koşması için belediyenin de oldukça yoğun teşvik projeleri var. Şehrin keyfini çıkarmak için… Continue Reading →
Yağmurlu bir sabaha uyanıyor ve güne British Museum gezisi ile başlıyorum. Öğleden sonra yağmur azalıyor. Şehir manzarasını ve gün batımını seyretmek üzere, şehir merkezinden biraz uzaklaşmaya ve Parliament Hill tepesine gitmeye çalışacağım. Hampstead Heath semti Londra’nın kuzey batısında ve 2…. Continue Reading →
İngiltere seyahatim için hazırlık yaparken başkentin meşhur alışveriş caddelerini ve meydanlarını gece ışıkları ile fotoğraflamayı planlamıştım. Londra’da alışveriş yapacaklar için ilk durak olan Oxford Street ve Regent Street gibi popüler caddelerde tarihi binalar ve belli başlı büyük markaların mağazaları sıralanıyor. Mağazaların… Continue Reading →
Bugünün ilk yarısında British Museum salonlarını gezeceğim. Müzenin ismi adeta tüm dünyada markalaşmış olduğu için Türkçe bir karşılığı var mı bilemiyorum. Londra, daha önce gördüğüm Orta Avrupa veya Akdeniz başkentlerinden farklı ve büyük bir şehir. Hem tarih ile iç içe… Continue Reading →
Güney İngiltere boyunca ondan fazla şehre hayat vererek akan ve Kuzey Denizi’ne dökülen 346 km uzunluğundaki Thames, İngilizlerin deyimi ile “Nehir” ve sadece “The Thames” olarak anılıyor. Londra‘da geçirdiğim beş gün boyunca Thames üzerindeki farklı köprülerden geçtim. Orta yerinde tripod… Continue Reading →
Henüz öğle saatlerinde, Kraliçe’nin başkenti Londra’ya varıyorum. Şehrin karanlık ve kasvetli sonbahar havası beni şaşırtmıyor. Heathrow Havalimanı’ndan şehir merkezine metro ile ulaşıyor ve ilk iki geceyi geçireceğim otele geliyorum. Şehirde yaklaşık bir hafta kalacak ve iş programından arta kalan izin… Continue Reading →
© 2021 arpa boyu yol — Powered by WordPress
Theme by Anders Noren — Up ↑