Ukrayna seyahatimi planlarken en yakın arkadaşımın evlilik tarihi de belirleyici oluyor. Düğün günü sabahında erken saatte yola çıkıyorum.
İstanbul – Lviv arası uçak yolculuğu yaklaşık iki saat sürüyor.
Ukrayna’da gezdiğim 9 gün boyunca, rengarenk sonbahar günlerinde pek çok düğün konvoyuna şahit oluyorum. Görünen o ki; Ukraynalılar ile bizim geleneklerimiz Batı Avrupalıların geleneklerine kıyasla çok daha yakın ve şaşırtacak kadar benzer! Misal, güneşli bir günde caddede yürüyor iken bir anda caddeden geçmekte olan gelin konvoyunun korka gürültüsü ile irkilebilirsiniz! Konvoydaki misafir araçların aynalarına bağlanmış düğün havlularına da dikkatinizi çekmek isterim!
Lviv Castle Hill yolunda, şehri tepeden seyreden Vysokyy Zamok Restaurant‘ın bahçesinde mutlu çiftimizi bekliyoruz. Tüm günü Lviv sokaklarında fotoğraf çektirerek geçirmiş çift lüks bir otomobil ile kapıya geldiklerinde bahçede isimleri anons ediliyor. Alkışlarımız ile bahçeye geliyorlar. Araçtan bahçeye kadar geline abisi eşlik ediyor.
Gelin hanım ve damat bey, farklı dini inançlara sahip oldukları için düğün merasimleri için dini bir mabet yerine ailelerinin ve yakın arkadaşlarının katılımı ile şık bir restoranda toplanmayı tercih ediyorlar.
Düğün merasiminin ilk aşamasında, bahçede toplanmış davetlilerin alkışları arasında gelin ve damat birbirlerine evlilik yeminini tekrarlıyorlar. Ardından yere serilen geleneksel motifli beyaz bir örtü üzerine birlikte ilk adımlarını atıyorlar.
Evlilik yüzüklerinin takılmasının ardından ilk öpücük geliyor!
Geleneklere göre, yeni evli çift ailelerin önüne gelerek üçer kez eğiliyor ve büyüklerinden aile birliği, sağlık ve aşk için hayır dualarını istiyor.
Çift nar gibi kızarmış ekmeği (karavay veya korovay) ikiye bölerken çevredeki herkes pür dikkat kesiliyor. Büyük parça gelinin elinde kalınca gelinin arkadaşları arasında alkışlar yükseliyor. Belli ki evin patronu, büyük parçayı kapan yani gelin hanım olacak! Gelin ve damat ellerindeki ekmekten birer lokma koparıyor ve masadaki tuza banarak birbirlerine yediriyorlar.
Masanın üzerinde hazır bekleyen şampanyalar birer yudumda içildikten sonra, tüm uğursuzluklar ve kötü gözler de kadehler gibi kırılıp tuzla buz olsun diye boş kadehler geriye doğru fırlatılıyor. Bir sonraki aşamada, kayınvalidenin de merdivene kadar çıkıp testi kırmasını bekledim ama olmadı.
Yeni evli çiftin peşi sıra yemek salonuna çıkıyoruz. Kapının karşısında uzun bir masa ve önündeki pistin ortasındaki beyaz bir kutu var. Misafirler kapıdan girişte uzun bir kuyruk oluşturuyor ve takı töreni başlıyor. Misafirler güzel dilekleri ile kucak dolusu çiçeklerini geline uzatırken hediye zarflarını da kutuya atıyorlar.
Yemekte deniz ürünleri tercih edilmiş. Ukrayna’da denize uzak bir rotada seyahat etmiş olmak ile birlikte tüm pazar yerlerinde kuru balık, havyar ve diğer deniz mahsülleri en sık rastladığım gıda ürünleri oldu.
Açılış dansının ardından müzik devam ediyor ve on dakikada bir ara veriyor. Bu aralarda yakın akrabalar ve arkadaşlar sahneye davet edilerek onlardan birer konuşma yapması bekleniyor. Heyecanlanma sırası bu kez sahneye çıkmadan önce son kez konuşmasını prove eden ve mutluluk gözyaşlarını daha fazla saklayamayan annelere geldi!
Gece boyunca sahnedeki hareketlilik hiç eksik olmuyor ve çeşitli animasyonlar, oyunlar ile misafirler de eğlenceye dahil ediliyor.
Tüm alkışları sadece gelin ve damadın aldığı oyunlar da oynanıyor. Sırt sırta vermiş çiftin ellerine bir yüzünde kadın diğer yüzünde erkek yazan birer kart veriliyor ve sunucunun sorularına aynı anda yanıt vermeleri isteniyor. Bir çeşit ilişki testi gibi gelen sorular içinde en alkış alanlar: Kim daha çok kazanıyor, kim daha çok harcıyor, kim daha çok seviyor, balayını kim ödeyecek, ilk çocuk kime benzesin istersin gibi sıralanıyor.
Herkes yemeğini bitirdi ise gecenin ilerlemiş saatlerinde Lviv’i sarıp sarmalamış ormanda biraz gezintiye çıkacağız! Bahçeye indiğimizde hepimize birer paket dağıtılıyor. Paketteki mumu kağıt balonun ucuna takarak yakmamız ve bu sayede ısınacak hava ile kağıt balonu şişirmemiz ve uçan balonumuzu gökyüzüne doğru uğurlar iken bir dilek tutmalıyız!
Aileden birisinin yaktığı balon ağaç dallarına takılınca ufak bir kurtarma hareketi sonrasında tüm dileklerimiz yıldızlara ulaşıyor.
Yukarı çıktığımızda bizi kötü bir haber bekliyor. Kız arkadaşları gelin hanımı kaçırmış!
Bu dakikalarda damadın sırtından soğuk terler ve dilinden güzel sözler dökülmeye başlıyor. Amaç, tüm misafirlerin önünde gelini tavlayacak güzel sözler ederek gelini tekrar masaya oturmaya ikna edebilmesi. Netice, alkışlar ve ıslıklar eşliğinde uzun bir öpücük ile belli oluyor.
Tüm gece şarkılar, türküler eşliğinde hiç boş kalmamış pist ortaya getirilen sandalye ile boşalıyor. Gelin sandalyeye oturuyor ve kayınvalide gelinin etrafında dönmeye başlıyor. Gelin, arkadaşlarının tempolu alkışları eşliğinde ne yapıp edip “başını bağlamaya” çalışan kaynanadan kaçmaya çalışıyor. Gel gör ki, kaynana ilk fırsatta elindeki el işi dantel başörtüsü ile gelinin başını bağlayıveriyor. Gelinin kaynanasına sarılıp birlikte dans etmeleri ile adet yerini buluyor. Başı bağlı gelin hanım başındaki duvağı çıkarıp salondaki tüm bekar kadınların başına tutuyor ve birlikte birer tur dönüyorlar.
Gecenin sonlarına doğru kat kat düğün pastası da kesiliyor. Son kez piste davet edilen misafirler halay çeker gibi geniş bir halka oluşturuyor ve gittikçe hızlanan müziğin ritmi ile dönmeye başlıyor.
Dilerim, arkadaşlarım ömürleri boyunca mutlu ve mesut olurlar! Nazik davetleri ve misafirperverlikleri için çok teşekkür ederim.
30.09.2013
2 thoughts on “Ukrayna’da düğün merasimi”